EKRANDAN ‘Hz.MUHAMMET’ İSMİ OKUNUYORDU!..

İnsanlık tarihinin “En Etkin”  kişisinin “kim” olduğu sorusunun sorulup da cevabının verildiği ve ülkemizde “Sabah Yayınları” arasında “En Etkin 100” ismi ile yayınlanan bir kitap, insanlık tarihinin “En Etkin”  kişisinin kim olduğunu ortaya koymasının yanında, insanlığın kime (-neye) muhtaç olduğunun ya da ‘kurtarıcı’nın kim olduğunu da ortaya koymuş bulunmaktadır.

Sözkonusu kitabın yazarı bir Müslüman değil, Amerika’lı, Michael Hart… Hart, edebiyat ve hukuk tahsili ile birlikte, fizik’te master, astronomi’de de doktora yapmış, tarafsız, yansız bir bilim adamı…

İnsanlığa “yol gösteren” emsalsiz bir araştırma yaptı. Amacı, insanlık tarihi boyunca gelmiş tüm liderleri, kumandanları, fikir adamı ve düşünürleri matematiksel bir değerlendirmeye tabi tutmaktı. Kendi yargılarından ötede “bilgi” edinmekti…

Aralarında Hz.MUHAMMED (Sav.), Hz.İsa, Hz.Musa’nın; Budha, Konfüçyüs, Öklid, Arşimed, Newton, Kopernik, Edison’un; Adam Smith, Karl Marx, Lenin, Darwin’in; Cengiz Han, Büyük İskender, Jül Sezar, George Washington’un; hatta çağdaş atom kuramcılarının da yer aldığı insanlığın en etkin 100 şahsiyetinin ismini kapsayan bir listeyi değerlendirmeye tabi tuttu…

Bilgisayarı çalıştı ve sonunda “bir” numaraya bir isim yazdı. Gelmiş geçmiş liderler, tüm etkin kişiler arasından O’nun ismini yazmıştı: Ekranlardan, Hz.MUHAMMED (Sav.)’in ismi okunuyordu

Sözkonusu bu çalışmaya hayretler, tepkiler oluştu; tenkitler birbirini kovaladı. Bu sebeple çalışma yeniden kontrol edildi… Fakat sonuç değişmiyor, O’nun ismi yine ekranlara geliyordu…

Bu sonucu hazmedemeyenlere araştırmacının cevabı, “neden kızıyorsunuz, sonuç benim için de sürpriz oldu, ne çare ki sonuç matematiksel ve kesindir.” oluyordu.

Araştırmacı Micheal Hart, söz ettiğimiz kitabında; “Dini ve laik etkinliğin bu eşi görülmemiş birleşimi nedeniyle bence Hz.Muhammed insanlık tarihinin en etkin tek kişisi olmaya hak kazanmıştır.” diyordu (M.H. Hart: En Etkin 100 -Çev: Mehmet Harmancı-, Sabah Kitapları, 2.Baskı, İstanbul-1995, s.7)…

Ortaya çıkan bu sonucun şaşırtıcı hiç bir yönü yoktu. Çünkü, kainat O’nun için yaratılmıştı. O’; “İlmi, Çin’de de olsa gidip alınız” diyerek din ile bilimin çatışmadığınıbilimin, ‘Allah’ın ilmi’ olduğunu ortaya koyan en güzel örnek oluyor. O’nun işaret ettiği ilim de, yaklaşık 1400 küsur sene evvelden kendisini gösteren “O” eşsiz insanı… :

   “Ya öğreten ol, 

   ya öğrenen

   veya dinleyen,

   yahud da onları seven ol.

   Beşincisi olma, helak olursun

diyen emsalsiz insanı, ‘Güllerin Efendisi’ni gösteriyordu. Bilimin (aklın) başka bir seçeneği de yoktu zaten… Çünkü ‘O’, her dönemde örnek ve  önder; “En Yüce İnsan” oluyordu…

Ahmet MUSAOĞLU / İsasız Mehdisiz İslam olmuyor mu- 2006

                                                        Hüryol Gazetesi, 29.03.2005