- İSLAM'SIZ BİLİM HEM KÖR, HEM DE TOPAL'DIR / Ahmet Musaoğlu
“Ne Kürd elifbeyi sökmüş, ne Türk okur ne Arap
Ne Çerkez’in, ne Laz’ın var bakın, elinde kitap
Hülasa milletin efradı bilgiden mahrum
Unutmayın şunu lakin, “zaman, zaman-ı ulum.”
Evet…Rahmetli Mehmet Akif’in de dediği gibi, “zaman, zaman-ı ulûm”. Gerçekten de, zaman ilim zamanı… Bu nedenle de sorunlar (bireysel ve toplumsal hayatımıza-inancımıza yapılan saldırılar) ilim tekniği ile karşımıza çıkmaktadır. İlim silahı ile yola çıkmış insanlara:
“..Onlara karşı, en güzel olan bir mücadele yap…” Nahl (16)125
fermanına uyarak, yine ilmi çalışmalarla cevap vermek zorundayız…
Biz, tüm çalışmalarımızda bunu yaparken, Kur’an-ı Kerim ayetleri ile ilmi teoriler arasında bir uzlaşma arıyor değiliz. Kur’an’a, ilmi teorilerden bir destek arıyor da değiliz. Çünkü, biz bilmekteyiz ki, Kur’an-ı Kerim’in, dışardan hiçbir kaynağın teyidine ihtiyacı yoktur. Bu nedenle de, bilim tarafından kabul edilen hakikatlerin Kur’an-ı Kerim’de yer alıyor almasından söz ediyor olmamızın, Kur’an’ın doğruluğuna herhangi bir şey eklediği ileri sürülemez. Çünkü, biz; Allah kelamı (bütün ilimlerin ana-rehber kitabı olduğuna inandığımız) Kur’an’ın, hiçbir yanlışı barındırmayacağına (sadece imani olarak değil, aklen de, ilmen de) inananlardanız. Bu nedenle de, bilimsel gelişmelerin ancak 20’nci asırda ulaşabildiği bazı hakikatlerin, 1400 küsur sene önce Kur’an-ı Kerim’de bildirilmiş olduğunu gösteren örneklerin bizim için şaşırtıcı bir yönü yoktur. Zaten, “Neml Suresi”nin 93’ncü ayeti, Kur’an-ı Kerim’de geçen bazı ayetlerin dış dünyadaki karşılıklarının, zaman içersinde ortaya çıkacağı ve görüneceği anlamını taşımaktadır:
“…O size ayetlerini gösterecektir, siz de onları bilip tanıyacaksınız”
Neml (27) 93
“İlerde biz….hem yeryüzü etrafında hem de bizzat nefislerinde ayetlerimizi (kudretimizin alametlerini) öyle göstereceğiz ki..” Fussilet (41) 53
Bu nedenle, ortaya çıkan ve zamanla ortaya çıkacak da olan örnekler, bizim sadece imanımızı tazelememizin birer vesilesi olu, oluyor. Çünkü, ortaya çıkarılan her eserin bir “sanatkarı” vardır. Kainattaki her bir eser de:
“..herşeyi sapasağlam yapan Allah’ın işidir (sanatıdır)”
Neml (27) 88