BİR KAÇ SÖZ İLE…
“Ne Kürd elifbeyi sökmüş, ne Türk okur ne Arap
Ne Çerkez’in, ne laz’ın var bakın, elinde kitap
Hülasa milletin efradı bilgiden mahrum
Unutmayın şunu lakin “zaman, zaman-ı ulüm”
Mehmet Akif Ersoy
Rahmetli Akif’in de dediği gibi “Zaman, zaman-ı ulüm.” Gerçekten de zaman,ilim zamanı. Bu sebeple de bireysel ve toplumsal hayatımızayapılan saldırılar ilim tekniği ile karşımıza çıkmaktadır. İlim silahı ile yola çıkmış insanlara;
“..Onlara karşı, en güzel olan bir mücadele yap…”
fermanına uyarak, yine ilmi çalışmalarla cevap vermek zorundayız. Bendeniz, tüm çalışmalarımda bunu yaparken, Kur’an-ı Kerim ayetleri ile ilmi teoriler arasında bir uzlaşma arıyor değilim. Kur’an’a, ilmi teorilerden bir destek arıyor da değilim. Çünkü; bilmekteyiz ki Kur’an-ı Kerim’in, dışardan hiçbir kaynağın teyidine ihtiyacı yoktur. Bu sebeple de bilim tarafından kesinleştirilen hakikatlerin, “Kur’an-ı Kerim’de yer alıyor almasından” sözedecek olmamızın, “Kur’an’ın doğruluğuna” herhangi bir şey eklediğide ileri sürülemez. Zaten biz, “Bütün ilimlerin rehber/köken kitabı olduğuna inandığımız Kur’an’ın, hiçbir yanlışı barındırmayacağına sadece taklidi iman olarak değil, bilimsel aklımızla da”inanan Müslümanlardanız.
Dahası ve esası da şu: Kur’an-ı Kerim zaten, bütün insanlığa yapılan açıklama;her şeyi açıklayan bir kitap olduğunu zaten beyan etmektedir:
“Bu (Kur’an), bütün insanlığa bir açıklamadır…
“….bu Kitab’ı da sana, her şey için bir açıklama…olarak indirdik.”
“…(Bu Kur’an) uydurulabilecek bir söz değildir…her şeyi açıklayan (bir kitaptır)...”
“…Yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır.”
Kur’an’ın, bizatihi kendisi, bütün insanlığa gönderilmiş bir bildiriler manzumesi olduğunu beyan etmektedir:
“İşte bu (Kur’an), kendisiyle uyarılsınlar, Allah’ın ancak bir tek Tanrı olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri..düşünüp öğüt alsınlar diye İNSANLARA (gönderilmiş) bir BİLDİRİDİR.”
Kur’an, kendisinde her çeşit misalin sayılıp döküldüğünü haber vermektedir:
“Hakikaten biz bu Kur’an’da insanlar için her türlü misali sayıp dökmüşüzdür…”
Herşeyi açıklayan bu kitap;rahmet müjdecisi ve azap habercisi Peygamberleri ve onlarla beraber gerçekleri gösteren kitapları indirdiğini de bildirmiş bulunmaktadır:
“İnsanlar bir tek ümmet idi. Allah müjdeleyici ve uyarıcı olarak peygamberleri gönderdi. İnsanlar arasında anlaşmazlığa düştükleri hususlarda hüküm vermek için onlarla beraber gerçekleri gösteren kitapları da indirdi. Oysa kendilerine kitap verilmiş olanlar, kendilerine apaçık deliller geldikten sonra, sırf birbirlerini çekememezlik yüzünden ayrılığa düştüler. Bunun üzerine Allah, kendi izniyle ayrılığa düştükleri şeyleri inananlara gösterdi. Şüphesiz ki Allah dilediğine doğru yolu gösterir.”
“Doğrusu biz seni hak ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen cehennemliklerden sorumlu değilsin.”
“Halbuki biz peygamberleri ancak müjdeciler ve uyarıcılar olarak göndeririz…”
“Biz seni ancak bütün insanlara bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Fakat insanların çoğu bilmezler.”
“Biz peygamberleri müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Tâ ki, bu peygamberlerin gelişinden sonra insanların Allah’a karşı bahaneleri kalmasın…”
Ayetlerden çok açık bir şekilde görülebildiği gibi de Kıyamet/Yokoluş sonrası gerçekleşecek diriliş ve akabinde yapılacak hesaba çekilmede;“Yeryüzünde biz bilgilendirilmedik” denilmemesi veya “Kendim ettim kendim buldum”denilmemesine katkı koymak için..
Farklı bir Peygamberler Tarihiyazmak..
Kur’an’dan ilhamı alıp, asrın idrakine İslamı söyletmek için de yazıyorum…
Kur’an-ı Kerim : Nahl (16) 125
Kur’an-ı Kerim : Âl-i İmran (3) 138
Kur’an-ı Kerim : Nahl (16) 89
Kur’an-ı Kerim : Yusuf (12) 111
Kur’an-ı Kerim : En’am (6) 59
Kur’an-ı Kerim : İbrahim (14) 52
Kur’an-ı Kerim : Kehf (18) 54
Kur’an-ı Kerim : Bakara (2) 213
Kur’an-ı Kerim : Bakara (2) 119
Kur’an-ı Kerim : Kehf (18) 56
Kur’an-ı Kerim : Sebe (34) 28
Kur’an-ı Kerim : Nebe (78) 165