18 Mayıs 2010 tarihli HINCAL ULUÇ yazısındakileri “DOĞRU ve de YAZISINI YENİ YAZILMIŞ YAZI ZANNEDİP DE paylaşıp duran Bilgisizliğe/CAHİLİYETE..

2014 TARİHİNDE Sosyal medya üzerinde YAYGINLAŞMASI sonucu bana sözedilen, “Kanını donduran Trabzon!” başlıklı Hıncal Uluç yazısı, Trabzon Ayasofyası’nı konu alınca, 18.08.2014 tarihinde; “HINCAL, AYASOFYA, SUMELA, BASIN/Bilmediğini bilmeyişe” başlıkla bir YAZI YAZARAK şunları (da) BELİRTİYORDUM:

***

“..malûm, bilebilenler biliyor; hem  Trabzon, hem de Ayasofyası tarihini tamamen değiştiriyorum, ortadaki yalanları zihinlerdeki kirliliğini temizlemem, çok uzak olmayacak bir gelecekte Ayasofya’nın Gerçek Tarihini de anlatacak kitabımyayınlanınca, zihinleri temizlik alanımın boyutu yaygınlaştıkça yaygınlaşacak!

Hıncal Uluç’un, –yanlışlıklar barındıran– sözettiğim köşe yazısı, “Kes kopyala yapıştır TARİH MODEL(sizliğ)İ” üzerinden gelen hurafeler…Bizim yerel basındakiler de ulusal basındaki ağabeyleri gibi bilgidışı; Uluç’un yazısının, bugünlerde elden ele dolaştırılmasının ilk çıkış kökeni –umarım yanılmıyorum-, Onur Kıvrak isimli kullanıcının, bir sosyal paylaşım sitesi üzerinden paylaştığı yazısını, yerel basınımızdakilerin alıp köşelerine –köşe yazısı gibi– taşımaları oluyordu!

“Hadi bunu yaptınız!” diyelim: 15 Ağustos 2014 tarihinde yayınladığınız Hıncal Uluç yazısının, ilk olarak, 18 MAYIS 2010 tarihinde yayınlandığını görebilip de okuyucunuza neden bildir(e)miyorsunuz! Okuyucu da kendileri gibi, iyi/bilinçli değil ki, nedir bu 2 sene önceki yazıyı piyasaya sürmek diye soramıyor, aksine o da sarılıyordu sözkonusu yazıya. Oysa, Hıncal Bey de ne okuması gerektiğini bilmeyen okuyucu da hiç olmazsa Ayasofya konusunda bilgilenmek için olsun beni okumalı… balık(-alık) için değil, Hâlık rızası için yazıyor, tarihe göndermeyi de seviyorum, bu da bana yetiyor…(Ahmet MUSAOĞLU/Günebakış Gazetesi, 18.08.2014); http://www.ahmetmusaoglu.org)

***

BUGÜNLERDE –Benim, AYASOFYA konusunu da işleyen kitabımın yayınlanması üzerinden 10 gün geçmeden – yine Sosyal Medya üzerinden 18 MAYIS 2010 TARİHLİ “HINCAL ULUÇ” yazısı, “YİNE YENİ YAZI” gibi servis edildi.

Hıncal Uluç bey HURAFELERİNE ŞİMDİ bir cevap daha:

HINCAL ULUÇ BEY yazısında DİYOR Kİ; “Beynim durdu.. Tarihe değil.. O tarihe gözlerini yumanlara. Nedir?.. Kıskançlık mı? O tarih ABTİK YUNAN, RUM PONTUS diye mi görmezden geliniyor?.”

BENDENİZ DİYORUM Kİ: Hıncal Bey, KISKANÇLIK VE GÖZ YUMMA VAR DA o fesatlık, İNSANLIĞA YAZILAN sahte tarihi YANLIŞLAYAN, Trabzon Ayasofyası’na GERÇEK TARİHİNİ yazan Şehr-i Trabzon’un “TURA BOZAN EVLADI” Ahmet MUSAOĞLU’na…Camii açtım, diyen, tarih biliyorum zanneden Didon kafa bile sıkılmadan saldırıyor! Size ayrıca diyorum ki: Tarihte “Antik Yunan, Rum Pontus İmparatorluğu HİÇ YAŞAMADI. Fenike’den çalınan TARİH, antik Yunan tarihi yapıldı. Derslerime sizde girmelisiniz.

 HINCAL ULUÇ BEY yazısında DİYOR Kİ: Trabzon Ayasofya..
Geç Bizans çağından kalma.. 1263’te bitmiş. 1427’de de Çan Kulesi eklenmiş.. Fatih, Trabzon’u alınca camiye dönüştürülmüş.. 1958’de Vakıflar Genel Müdürlüğü, Edinburg Üniversitesi ile işbirliği yaparak, elden geçirmiş..

BENDENİZ DİYORUM Kİ: Okuma bilmeyen üniversitelilerin olduğu bir toplumuz; kısaca özetliyorum; bu sözettiklerinizin hepsi HURAFE/bilimdışı; kitabımı temin edin okuyunuz.. Yazınızı okuyup doğru diye nakleden cahiliyete de ne denir.. Kur’an-ı Kerim’in’de yer alan; “YUFF size….HÂLÂ AKILLANMAYACAK MISINIZ?” ne de büyük çağrıdır.

HINCAL ULUÇ BEY yazısında DİYOR Kİ: Müthiş bir mimari ve süsleme.. En önemli yanı, bu sanatın çağdaşı Anadolu Selçuklu mimari ve süsleme sanatının izlerini taşıması..

BENDENİZ DİYORUM Kİ: Trabzon Ayasofyasını İLK Paganlar YAPTI, Ayasofya’yı GÖRKENLİ GÖSTEREN Kuzey, Batı, Güney PORTALLARINI ise SELÇUKLU YAPTI.. Ayasofya’yı –TARİHTE HİÇ YAŞAMAMIŞ BİZANS’a ATFEN, “Geç Bizans”A yaptırtıp; süslemeler, Anadolu Selçuklu İZLERİ demek cahiliyeti/bilgisizliği de sergilememelisiniz.

HINCAL ULUÇ BEY yazısında DİYOR Kİ: “Buranın bir kitabı, vazgeçtik, kitapçığı var mı” dedik.. “Yok” dediler..

BENDENİZ DİYORUM Kİ: İnsanoğlunun yeryüzüne İLK çıkışını da anlatan, sonrasında AYASOFYA Tarihini de içeren, “İLK ANAYURD ANADOLU TRABZON Ayasofya TARİHİ” isimli eserim –DİĞER BÜTÜN ESERLERİM gibi- başta üniversite(Lİ)ler EKSİKSİZ HERKES İÇİN ders kitabı; CAHİLİYETE, DUR/LÂ demiş BULUNUYORUM.

HINCAL ULUÇ BEY, DİYOR Kİ: Ayasofya Müzesi’nin bahçesindeki mermer sütunlar, sütun başlıkları falan dikkatimi çekti..”Bu ne” dedim.. Demez olaydım..O günden beri uykularım kaçtı…. 4 mü o kadar bin yıllık Apollo Tapınağını’nın kalıntılarıymış.. “Burada mı çıkarıldı” dedim..Hayır.. Kent içinde bir inşaat yapılırken, temel atma sırasında tapınağın yarısı bulunmuş.. Kazı başlamış.. Hermes’in normal insan boyutunda, fevkalade önemli, fevkalade ender, mesela Metropolitan (New York), mesela Louvre (Paris), mesela Brtish Museum’un (Londra) elinde olsa özel salon açılıp özel biletle gösterilecek bir heykeli bulunmuş.. Haberiniz var mıydı, bu satırları okurken?..Yavuz Sultan Selim’in oğlu ve kızının mermer lahitleri, pek çok önemli Osmanlı mezar taşı da orda”

BENDENİZ DİYORUM Kİ: Şimdilerde Trabzon Müzesiz denilen yerde sergilenen HERMES denilen HURAFE’nin o bulunan olmadığını İLESAM İl Temsilcisi olarak yazdığım RESMİ yazılarla da ortaya koydum; Bilimdışılığa KARŞI hep durdum; Sözkonusu Müze’de, o sözde HERMES heykelinin POPOSU dibine KOYULAN Yavuz Sultan Selim’in ÇOCUKLARININ sandukalarını o rezil yerinden ben kaldırttım ama, MÜZEDEKİ “müzelik idarecilik” bir başka PESPAYELİĞİN göğüsleri dibine koydurmuştu…

Yetkililere bir kez DE buradan sesleniyorum!

EZ CÜMLE: Ey 20-21’inci YÜZYILIN CAHİLİYETİ..

DUYDUĞUNUZ HER HABERE ÖNCE “L”/dur DEYİP REDDEDİNİZ..  

KUR’AN-I KERİM, “AKLETMEZ MİSİNİZ?” diyor, bunu yapınız…

Ahmet MUSAOĞLU